Alabama Üniversitesi’ndeki araştırmacıların morbid obezite verilerinin analizine ve Amerika Birleşik Devletleri’nde COVID-19 ölümlerini bildirdiği bir analize göre, bir popülasyonda morbid obezite prevalansı, COVID-19’un olumsuz sonuçlarıyla ilişkilidir.
Dergide yayınlanan bir makalede Dünya Tıp ve Sağlık Politikasıaraştırmacılar, morbid obezite prevalansı ile yeni koronavirüsün neden olduğu hastalık olan COVID-19 vakaları ve ölümleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki buldular. Araştırmacılar, bulgularının morbid obez hastalar için ihtiyaç duyulan kaynakların belirlenmesine yardımcı olabileceğini ve hafifletme politikalarını bilgilendirebileceğini öne sürüyor.
UA coğrafya profesörü Dr. Kevin Curtin, “Sağlık pratisyenleri ve politika yapıcıların, bu ve benzer ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklara gelecekte yanıt verebilmek için morbid obezitenin negatif COVID-19 sonuçları üzerindeki etkisini anlamaları gerekir” dedi.
Obezitenin solunum yolu enfeksiyonları riskini artırdığı ve akciğer fonksiyonunu engellediği bilinmektedir ve COVID-19 hastalarının tedavisinde, obezitenin yaygın bir sorun olduğu ve ventilatör gerektirme gibi olumsuz sağlık sonuçlarıyla ilişkili olduğu yönünde ortaya çıkan bir model vardır.
Profesör Dr. Lisa Pawloski, “Varsayılan yüksek ölüm oranlarıyla oldukça bulaşıcı olan mevcut küresel COVID-19 salgını, obezite ile solunum hastalıklarından, özellikle de ölümden kaynaklanan olumsuz sağlık sonuçları arasındaki ilişkiyi anlama ihtiyacını önemli ölçüde artırdı” dedi. UA Sanat ve Bilim Koleji uluslararası programlar için antropoloji bölümü ve dekan yardımcısı.
Araştırmacılar, New York Times tarafından ilçe düzeyinde ulusal olarak derlenen COVID-19’dan ölümleri ve Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi’nden ve ABD Nüfus Bürosu’ndan elde edilen nüfus verilerinden elde edilen her ABD eyaleti için morbid obezite oranlarının tahminlerini kullandı. Araştırma, 18 ila 64 yaş arası yetişkinlere baktı ve morbid obezite oranlarının COVID-19 vakası ve ölüm oranları ile pozitif korelasyon gösterdiğini ve morbid obezite oranlarının COVID-19 ölüm oranlarındaki varyasyonun yüzde 9’unu açıklayabildiğini buldu.
Curtin, “Pratik açıdan önemli bir konu olarak, negatif COVID-19 sonuçları üretme olasılığı yüksek olan karmaşık etkileşimlerle, varyasyonun yüzde 9’undan fazlasını açıklayabilen herhangi bir değişken daha fazla incelemeye değer,” dedi.
Dahası, verileri coğrafi olarak üst üste bindiren araştırmacılar, yüksek morbid obezite oranlarına sahip mekansal kümelerin, yüksek COVID-19 ölüm oranlarının mekansal kümeleriyle ilişkili olduğunu buldular.
COVID-19 hastalarında obezite komplikasyonlarına ilişkin anekdot raporları olmasına rağmen, bu ilişkiyle ilgili şimdiye kadarki resmi çalışmaların çoğu, daha düşük obezite oranlarına sahip olan Çin’de ve hastane ortamlarında yapılmıştır. Araştırmacılar, bu çalışmanın, bu ilişkiyi ele alan ilk tekrarlanabilir nicel analiz olduğunu söylüyor.
Araştırmanın kısa vadeli etkileri, tedaviyi ve politikayı etkileyebilir. Uzun vadede, bulgular obeziteyi ele alan halk sağlığı çabalarını güçlendirme ihtiyacına işaret ediyor.
Pawloski, “Bulgular, daha büyük obez nüfusa sahip bölgelerin COVID-19’un etkili tedavisi için daha fazla kaynağa ihtiyaç duyacağını, çünkü genel popülasyona kıyasla daha fazla vaka ve ölüm beklenmelidir,” dedi.
Curtin ve Pawloski ile birlikte, makalenin ortak yazarları arasında, coğrafya alanında UA doktora öğrencisi Penelope Mitchell ve UA’dan biyoloji alanında lisans derecesi ile kısa süre önce mezun olan Jillian Dunbar yer alıyor.
Hikaye Kaynağı:
Pingback: Bağırsak Mikrobiyomundaki Faydalı Organizmalar Tip 2 Diyabet Tedavisinde Rol Oynayabilir – Obezite Günlükleri